Bir seferde Resûlullah (sav)`la beraberdik. Bir gün yakınına tesadüf ettim ve beraber yürüdük.
“Ey Allah`ın Resulü ,” dedim. “Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyle!”
“Mühim bir şey sordun. Bu, Allah`ın kolaylık nasib ettiği kimseye kolaydır; – Allah`a ibadet eder, Ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın; – Namaz kılarsın, zekat verirsin; – Ramazan orucunu tutarsın, Beytullah`a hacc yaparsın!” buyurdular ve devamla:
– “Sana hayır kapılarını göstereyim mi?” dediler.
“Evet ey Allah`ın Resulü” dedim.
– “Oruç (cehenneme) perdedir; sadaka hataları yok eder, tıpkı suyun ateşi yok etmesi gibi.
– Kişinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin şiarıdır” buyurdular ve şu ayeti okudular.
(Mealen): “Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rabblerinin azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek O`na dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden de bağışta bulunurlar” (Secde 16).
Sonra sordu: “Bu (din) işinin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyim mi?”
“Evet, ey Allah`ın Resulü!” dedim.
“Dinle öyleyse” buyurdu ve açıkladı: “Bu dinin başı İslam`dır, direği namazdır, zirvesi cihaddır!”
Sonra şöyle devam buyurdu:
“Sana bütün bunları (tamamlayan) baş amili haber vereyim mi?”
“Evet ey Allah`ın Resulü!” dedim.
“Şuna sahip ol!” dedi ve eliyle diline işaret etti.
Ben tekrar sordum: “Ey Allah`ın Resulü! Biz konuştuklarımızdan sorumlu mu olacağız?”
“Anasız kalasıca Muaz! İnsanları yüzlerinin üstüne – veya burunlarının üstüne dedi – ateşe atan, dilleriyle kazandıklarından başka bir şey midir?” buyurdular.
Râvî: Muaz İbnu Cebel (r.a) Kütübü Sitte Hadis No: 4661